6 Mart 2015 Cuma

Hilmi Dede Mucizesi

Milliyet'te 2000 yılında çıkan bir haber-röportaj. 

İzmirli emekli öğretmen Hilmi Güner'in borsadaki öyküsü masal gibi dilden dile dolaşıyor. 84 yaşındaki Hilmi Dede, 40 yıl önce almaya başladığı Ereğli-Demir Çelik Fabrikası (ERDEMİR) hisseleriyle bugün 2 trilyon liralık servetin sahibi oldu. Öğretmenlik yıllarında birçok ünlü isim yetiştiren Güner, elinde bulundurduğu 65 milyon adet hisseyle ERDEMİR'in en büyük özel hissedarı oldu.
       Sekiz yaşında ailesiyle birlikte Yunanistan'dan mübadele yoluyla İzmir'e gelen Hilmi Güner, 1940 yılında Buca Ortaokulu'nda öğretmen olarak görev yapmaya başladı. Aralarında Prof. Dr. Veli Lök ve NASA uzmanlarından bilim adamı Hüseyin Yılmaz'ın da bulunduğu çok sayıda ünlü ismi yetiştiren Hilmi Hoca, kısa bir süre bankacılık yaptı, ardından mesleğine geri dönüp 1960 yılında Zonguldak'a atandı.
       Güner, iki trilyonluk servete giden yolda ilk adımı da Zonguldak'taki öğretmenliği sırasında attığını belirterek, o günleri şöyle anlatıyor:
       "O zaman 44 yaşındaydım. Ereğli Demir Çelik Fabrikası'nın halka arz edilen ilk hisselerinden 1000 liralık aldım. 1965 yılında faaliyete geçen fabrikanın geleceğini parlak gördüğüm için tüm imkanlarımı zorlayarak beş bin liralık nominal hisselerden almaya devam ettim. 5 - 10 - 20 derken, elimde Ereğli Demir Çelik'e ait şimdi 65 milyon adet hisse seneti birikti. Yani bugün senetlerimin değeri iki trilyon lirayı buluyor."

Fabrikayı gezdi

       Ereğli - Demir Çelik tesislerinin bugünkü durumunu merak ettiğini ve geçen yıl 25 Nisan'da fabrikayı ziyaret ettiğini belirten Hilmi Dede, Genel Müdür ile aralarında geçen bir diyaloğu şöyle aktarıyor:
       "Müdür Bey, 'Hisselerinize ne kadar istiyorsunuz' diye sordu. 'İki dolar verseniz de satmam' dedim. EERDEMİR, yakında İskenderun Demir - Çelik'i alacak. O zaman hisse dört dolar olur. ERDEMİR yıkılsa bile arazisi yeter. Barajı, limanı vardı, hepsi küçük geldi. Yedi - sekiz köyün arazisi satın alındı. 1200 sosyal konutu var."
       Hilmi Dede, 44 yaşından sonra başladığı servetini "geleceği görme" yeteneğine bağlıyor. Tüm servetine inat, İzmir - Alsancak'taki mütevazı evinde 44 yıllık eşi Mahmure Hanım'la birlikte oturan, 573 milyon liralık üç aylık emekli maaşıyla geçinen, çok gerektiğinde bankadaki yatırım fonu ve vadeli hesabında bulunan beş milyar lirasından da kullandığını anlatan 84 yaşındaki "kurt borsacı", "Ereğli'nin yeni devlet satışından da büyük pay alacağım. Pahalı da olsa, oradan alacağım. Onu bekliyorum. Ereğli hayranı değilim, ama mantıklıyım. Ondan iyisi olmadığını düşünüyorum" diyor.

Serveti hastane ve okul olacak

       Hayatta, eşinden başka kimsesi bulunmayan Hilmi Güner, servetini ne yapacağına ilişkin sorumuza, "Akhisar'da Kayalıoğlu kasabası var. Eskiden adı 'Yahudi Çiftliği' idi. İşte oraya hastane ve okul yaptıracağım" yanıtı veriyor.

Genç borsacılara öğütler

       * Üstünlük duygusuna kapılma
       * Borçla oynama
       * Likit kaynak tut
       * İhtirasa kapılma
       * Geleceği görmeye çalış

       Yıllarca dokunduğunu altına dönüştüren Hilmi Dede, başta gençler olmak üzere, borsada oynayan yatırımcılara şu tavsiyelerde bulunuyor:
       "En büyük hata, kendini üstün görmektir. Aracı kurumlarda oyun çok. O yüzden dikkatli olmak lazım. Yatırımcı için, başta bilgi gerekiyor. Ondan sonra devamlı parada olmak, ileride ne olacağını tahmin edebilmek, açıktan, kredi ile oynamamak ve ihtirasa kapılmamak gerekiyor."

Eşi yakınıyor: Para hastalığı var

       "Kuruşunu harcatmaz, renk vermez"
       Hilmi Dede'nin 44 yıllık eşi Mahmure Güner, eşinin hergün düzenli olarak borsa seanslarına gittiğini söyledi.
       Eşiyle İzmir'de bir aile ziyareti sırasında tanıştıklarını ve ardından evlenmeye karar verdiklerini belirten Mahmure Hanım, Milliyet'e şunları söyledi:
       "İlk hisseyi aldığında çok heyecanlıydı, yıllar yılı bunun heyecanıyla yaşadı. Eşimde gerçekten para hastalığı var, bir kuruşunu harcamaz, sürekli hisselere yatırım yapar. Borsanın düştüğünü ya da yükseldiğini onun yüz ifadesinden hiçbir zaman anlayamazsınız. Hiçbir zaman renk vermez, şimdi bu parayla, çocuklarımız olmadığı için okul ve hastane yaptırmayı planlıyor."

Yunanistan doğumlu "Mal Bilgisi" öğretmeni

       Hilmi Güner, 1916 yılında Yunanistan'ın Drama kentinde doğdu. Sekiz yaşında ailesiyle birlikte İzmir'e göç etti. İlk ve ortaokulu Buca'da, Ticaret Lisesi'ni Alsancak'ta bitirdi. Ticari İlimler Akadamesi'nden 1940 yılında mezun oldu.
       Daha sonra, kendisinin de okuduğu Buca Ortaokulu'nda öğretmenliğe başladı. Bir süre şansını Söke'de bankacılığı denedikten sonra 1956 yılında yaşamını İzmir'de Mahmure Güner'le birleştirdi. Zonguldak'ta 1960 yılında tekrar öğretmenliğe başladı. Ticaret Lisesi'nde "Mal Bilgisi" öğretmenliği yaptı.
       Ereğli Demir - Çelik Fabrikası'nın ilk hissesini o yıllarda biriktirdiği parayla aldı. 1975 yılında emekli oldu. Halen İzmir'in Alsancak semtinde eşi Mahmure hanımla birlikte yaşamını sürdürüyor.

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Hikaye 2000'de böyle başlamış ama ne yazıkki sonu oldukça kötü bitti. Tam bir ibret vesikası.

 2006'da çıkan haber;

Türkiye, Güner'i 'hamiline yazılı 65 milyon Erdemir hissesine sahip adam' başlıklı haberlerle tanımıştı. 1940'lardan beri hisse senedi topladığını söyleyen ama yoksul hayatı yaşayan Güner'in ölümü ise sessiz sedasız oldu. 'Erdemir dede'nin 30 Kasım 2005 tarihinde evinde kalp yetmezliğinden öldüğü, icra takibiyle anlaşılabildi.
Ardında icra takibi kesinleşen 2.2 milyon avro borç bırakan, miraşçı olarak da eşi Mahmure Güner ile altı kardeşi bulunan Güner'in vasiyetnamesi gelecek ay mahkemede açılacak. Erdemir dedenin zengin mi fakir mi öldüğü, servet ya da borç mu bıraktığı vasiyetname ile ortaya çıkacak.
Mahmure hanım ise sessiz: "Yıllar önce bir kez parasını sordum, 'Sana ne' dedi. Neyi var neyi yok bilmem, ilgilenmiyorum da. Ailesiyle de dargındı. Nerede otururlar, kaç kişiler bilmiyorum."

Hilmi Güner, geçen yıl DHA muhabirlerine verdiği röportajda hayat hikâyesini özetle şeyle anlatmıştı: "Mübadele yıllarında sekiz yaşındayken ailemle birlikte Yunanistan'dan İzmir'e geldik. 1940 yılında Buca Ortaokulu'nda öğretmenlik, kısa bir süre de bankacılık yaptım. Erdemir ile bankacılıktan ayrılıp öğretmen olarak atandığım Zonguldak'ta tanıştım. Tesisin ilk hisselerinden bin liralık aldım. Daha sonra 5 bin liralık nominal hisselerini almaya başladım. Her zaman borsada en iyi yatırım Erdemir'in kâğıtlarıdır. Çevrem benim hisse senedi zengini olduğumu gazetelerden öğrendi. Hayatım boyunca tutumlu bir insan oldum. Bu konuda İskoçlar benimle rekabet edemez. 1973'ten beri oturduğum çatı katının yağmurda akan tavanını bile yıllardır yaptırmadım."
'Eşimi dinleseydim...'
Güner, "Bu zenginliğine rağmen yoksul gibi yaşamasına 50 yıllık eşi Mahmure hanımın nasıl tepki verdiği sorusunu da "Eğer onun sözünü dinleseydim, bugün borç içinde olurdum. 600-700 YTL'lik emekli maaşımla geçiniyoruz. Eşimi tatil olarak 1999 yılında Ereğli Demir Çelik Fabrikası'na götürdüm" diyerek yanıtlamıştı.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------

 Ve sonunda ben Twitter'da paylaştıktan sonra bir arkadaş Hilmi Dede'nin mezarını ziyaret etmek istedi. Fakat acı durum, Hilmi Dede'nin mezarı bile belli değil, bir mezar taşı bile yok.


 

 

2 yorum:

  1. Yaririmcilarin buradan ders cikarmasi için güzel muhteşem bir Örnek

    YanıtlaSil
  2. + Nasıl yaşadı ?
    - Dolu bir ömür geçirdi, harcardı ve bir mezar taşı var

    YanıtlaSil