Eminim sizler de Alper Ünsal Gündoğdu'nun Twitter üzerindeki ibret
verici Hilmi Dede hikayesi ile karşılaşmışsınızdır, henüz görmediyseniz
mutlaka okumalısınız. Bugün sizlerle bu konudan yola çıkarak kendi
izlediğim yollar hakkında biraz sohbet tadında bir yazı paylaşmak
istiyorum. Ama önce Hilmi Dede'nin hikayesini okumanızı isterim.
Aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
Öğreniyoruz
ki bugünkü parayla yaklaşık 3000 TL emekli maaşı ile geçiniyor, bankada
acil durumlar için sakladığı 30 bin TL parasına bile dokunmuyor, 30
yıldır çatısı damlayan bir evde yaşıyor, hayat arkadaşı olan karısı
dahil hiç kimse servetinin farkında bile değil çünkü Hilmi Dedemiz
hayatta ama yaşamıyor aslında. Yaşatmıyor da.
Hilmi
Dede, basında tanınan ismiyle Erdemir Dede 2005 yılında vefat etmiş,
dolandırıldığı için miras yerine borç bırakmıştır. Ardında bir mezar
taşı bile bırakmadan göçüp gitmiştir bu dünyadan.
Sonda söyleyeceğimi başta
yazayım. Erdemir Dede gibi olmayın. Hayalleriniz olsun, planlarınız ve
kurallarınız da olsun aynı zamanda, ama hayatı ertelemeyin. Zamana karşı mücadele
ettiğinizi aklınızdan asla çıkarmayın.
Şimdi gelelim nasıl yapmalı kısmına...
İlk basamak tasarruf.
Babil'in
En Zengin Adamı kitabını okumuşsunuzdur, okumadıysanız da okuyun, zaten
masal gibi akıp gidiyor hızlıca bitirirsiniz. Ana fikir şudur
gelirinizin 10% kısmını tasarruf edin, geri kalanıyla da harcamalarınızı
planlayın. Ölçüyü kaçırmadıktan sonra daha fazlası da yapılabilir.
Buradaki
amaç tasarruflarınızı yatırıma dönüştürerek paranın sizin için
çalışmasını sağlamak; böylece yan gelir imkanı yaratarak
yaşam standartlarını yükseltmek, ikinci bir maaş veya emekli
maaşı elde etmek, finansal özgürlüğe veya erken emekliliğe
ulaşmak gibi hedeflerin kapısını aralamaktır.
Herkesin
koşulları, iradesi, dayanma sınırı, harcama alışkanlıkları, yaşam
standartları, hayata bakışı çok farklı. Nasıl yaparsınız bilmiyorum ama
tek söyleyeceğim bir şekilde bir yolunu bulun ve yapın, yapabiliyorsanız
da devamını okuyun :)
Burayı okuyorsanız tasarruf
cepte demektir, tebrikler. O zaman sıra geldi yatırıma.
Tasarruflarınızı aşağıda yazdığım hisse senetlerine yatırıyorsunuz, şaka
tabii :) Yatırıma başlamadan önce bir şeyi unutmadık mı?
Tamam
tasarruf yapıyoruz ama nereye kadar? Ömür boyu da tasarruf yapılmaz ki,
sınırı yok çünkü bunun. Bir yerden sonra anlamını yitirdiğini de
farkediyorsunuz zaten. Çayınızı, kahvenizi (aman latte olmasın)
aldıysanız hadi o zaman başlayalım. Tamam kuru kuruya da olur :)
Örneğimizi
SGK primi yatıran maaşlı çalışanlar üzerinden vereceğim. Çoğunluğun
böyle olduğu varsayımı üzerinden yola çıkıyorum. Şanslı olanlarımız 60
yaşında emekli olacağız, daha şanssız olanlar ise kademeli olarak 65
yaşında emekli olacaklar. Bizlere bir emekli maaşı bağlanacak. Aslında
bu maaş yıllar boyu aylığımızdan kesilen SGK primlerinin bize aylık
olarak geri ödenmesinden başka bir şey değil, hem de çalışırken
aldığımız aylıktan çok daha düşük miktarda.
Nereye kadar tasarruf?
Her neyse ana konuya
dönelim. Aylık ve doğal olarak yıllık harcama miktarımız hepimiz için
aşağı yukarı bellidir. Nereye kadar tasarruf etmemiz gerektiği hesabında işte bu harcama
tutarını kullanacağız.
40
yaşındaki Aydın Abimiz, eşi ve bir çocuğuyla yaşamaktadır. Özel sektörde
aylık ücretli olarak çalışmaktadır. 10 bin TL maaşı vardır. Her şey
yolunda giderse 60 yaşında emekli olacaktır. Aylık harcama miktarı ise
5000 TL'dir.
Hayat
standartlarının değişmediği kabulüyle Aydın Abimizin yıllık harcaması 60
bin TL, 20 yıllık toplam harcaması ise 1 milyon 200 bin TL olacaktır.
Eğer bugün elinde 1 milyon 200 bin TL tutarında bir birikimi olsaydı
hayatının emekliliğe kadar olan kısmını kağıt üzerinde garanti altına
almış olduğunu söyleyebilir miyiz? Bence makul. Bingo! O zaman ilk
formülümüz hazır.
(Emeklilik Yaşı - Yaşım) x Yıllık Harcamam = BİRİNCİ AŞAMA
Evet
formül bu kadar basit. Harcama tutarımız arttıkça hedef uzaklaşırken,
yaşımız ilerledikçe hedef yakınlaşmaktadır. Optimum sürede (iyice
yaşlanmadan) bu ideal birikime ulaştığımızda birinci aşamayı başarıyla
tamamlamış olacağız. Evet doğru duydunuz, başardık, artık tasarruf için
ayırdığımız miktarı farklı ihtiyaçlar için kullanabiliriz. Örneğin yaşam
standartlarımızı kademeli olarak yükselterebiliriz ilk iş olarak.
Finansal Özgürlük / Erken Emeklilik
Çoğu kişinin hayali
olduğunu biliyorum. Sevmediğimiz işlerde çalışmak zorunda olmamak veya
çalıştığımız işlerde kendimizi daha güvenli hissetmek, zamanımızın büyük
kısmını kendimiz veya sevdiklerimiz için harcamak, hayallerimizi
gerçekleştirme yolunda daha cesur, daha emin adımlar atmak…
Liste uzar gider.
Hayallerin
ve hayal etmenin sınırının olmadığı, kendimizi daha özgür
hissedebileceğimiz o aşamaya ne zaman ulaşabiliriz şimdi onu
hesaplayalım dilerseniz. Bir kez daha Aydın Abi örneğinden yola
çıkacağız. Hatırlayalım:
40
yaşındaki Aydın Abimiz, eşi ve bir çocuğuyla yaşamaktadır. Özel
sektörde aylık ücretli olarak çalışmaktadır. 10 bin TL maaşı vardır. Her
şey yolunda giderse 60 yaşında emekli olacaktır. Aylık harcama miktarı
ise 5000 TL'dir.
Aydın Abimiz bugünkü maaşından
daha düşük bir emekli aylığına hem de 60 yaşında ulaşmak için haftada
minimum 45 saat çalışmaktadır. Ne kendisine ne de ailesine yeterince
zaman ayıramamaktadır. Peki ya 60 yaşına kadar alacağı toplam maaş kadar
bir birikimi olmuş olsaydı? Hesap bu kadar basit aslında. İkinci
aşamamız için gerekli miktarı hesaplamamıza yarayacak formülümüzü bulduk
işte.
(Emeklilik Yaşı - Yaşım) x Yıllık Maaşım = İKİNCİ AŞAMA
Aylık
maaşı 10 bin TL olan Aydın Abimiz yıllık 120 bin TL gelir elde
etmektedir. 60 yaşına kadar çalıştığında elde edeceği toplam gelir 2
milyon 400 bin TL olacaktır. Bu miktar kadar bugün birikimi olmuş
olsaydı daha serbest, daha özgür düşünebilmesi gayet mümkündü. Hatta
daha fazlası…
Sonuç...
Toparlarsak; Hayatta
mutlaka hayallerimiz, gelecek planlarımız ve bunlara ulaşmak uğruna
kendimize belirlediğimiz hedeflerimiz olmalı. Bunlar insana yaşama
sevinci ve azmi verecektir. Yalnız özellikle kendimize finansal hedefler
belirlerken, yaşamın hangi evresinde olduğumuzu akıldan çıkarmamalı ve
hedeflerimizi buna göre şekillendirmeliyiz. Yaş ilerledikçe ulaşılması
zor hedefler belirlemek yerine, hedefleri küçülterek hayattan mümkün
olduğunca tat almaya bakmalıyız. Birikim ve yatırımdaki başarımızı, doğru
yer ve zamanda harcamasını bilerek taçlandırmalıyız.
Dönülmez akşamın ufkunda, vakit çok geç olmadan…
Sevgi ve saygılarımla.
Vedat
merhaba, bloğu severek takip ediyorum.sizi twitterden da takipteyim.
YanıtlaSilvedat beyin hesabı güzel ama yüksek enflasyonda o memlağlar yeterli olmayacaktır.2,4 milyonu olsa ve çalışmasa 20 yılda para erir gider.birde şu gelirimizin %10'u ile tasarruf etme bana biraz az geliyor, en az %25 olmalı.hatta tasarrufun ilk başlarında bu oran daha çok olmalı ki ilk 10 bin tlye , ,lk 100 bin tl ye b,r an önce ulaşılsın.