23 Temmuz 2012 Pazartesi

Uzun Vade Yatırım - FROTO


Borsada neden uzun vadeli yatırımcı olmam gerektiğini paylaşmak isterim. Aslında tecrübeli arkadaşların yorumlarını merakla bekliyorum çünkü borsanın b'sinden anlamazken birden ani bir kararla yatırımımı borsada yapmaya başladım... Ağustos ayında elimde 30000 lira nakit param vardı ve ben bu parayı değerlendirmek istiyordum, elimde bir kaç seçenek vardı... Parayı faize yatırabilirdim, iş kurabilirdim/işe ortak olabilirdim veya borsada yatırım yapabilirdim. Faiz bana çekici gelmedi çünkü ana paranın korunmasına rağmen ana paraya dokunamamamız benim için bir dezavantajdı, iş kurma konusunda ise hali hazırda master yaptığım için mümkün görünmüyordu, geriye tek seçenek olarak borsada yatırım yapmam kalıyordu ve aynı zamanda ilerleyen zamanda ihtiyacım kadar parayı nakite çevirme olanağını da bana sunuyordu.

Peki ya nasıl olacaktı bütün bu işler? Borsanın b'sinden anlamazken kendimi 1 ay boyunca tamamen terimleri öğrenmeye, borsa ve ekonomi hakkındaki forumları takip etmeye, ekonomi haberlerini takip etmeye, hisselerin davranışını incelemeye, ekonomi ve borsa hakkında dergileri okumaya vb işlere adadım. Sonuç olarak al-sat tipi yatırım davranışının bana uygun olmayacağına ve uzun vadeli yatırımla gelen temettülerin az ama öz kazancına sebat edebileceğime karar kıldım.

Daha sonrasında ise bundan nasıl bir kazanç sağlayabileceğime odaklanırken düzenli temettü veren hisseleri keşfettim, evet benim için aslında büyük bir keşif oldu çünkü böyle bir şeyin olduğunu daha öncesinde hiç ama hiç bilmiyordum. Buna dayanarak Ford hisselerine özel bir ilgim oluştu, bunda ilk ve şu an için tek arabamın Ford olmasında büyük etki var (sanırım parasını çıkartmayı planlıyorum da ondan)... 


Kendi kendime de şöyle bir çalışma gerçekleştirdim, eğer benim bu miktardaki param 2005 senesinde olsaydı ve ben bu güne kadar aldığım temettüleri de dahil olmak üzere tekrar hisseye yatırım yaparak hisse sayımı arttırsaydım bu günkü paramın değeri ne olurdu? Aşağıdaki tabloyu siz arkadaşların özellikle incelemesini istiyorum çünkü hata yapmış olabilirim. 6 sene sonucunda görünen o ki, sadece temettülerini geri yatırarak paramın değeri 6 sene içerisinde 30000'den 120000'lere kadar çıkabilirmiş. Bu miktar bana sanki biraz fazla gibi geldi ne dersiniz?

Hepinize tekrardan hoşbulduk diyorum ve tablo hakkındaki değerli yorumlarınızı sabırsızlıkla bekliyorum.




Tabloyu biraz açıklayacak olursam,

Yeşil ile yazılan kısımlar benim excel'deki formülasyonlarım.

Ana para değeri: O seneki hisse fiyatı ile sahip olunan hisse adedi çarpılarak bulunan rakamdan o senede elde edilen temettü miktarı çıkartılarak hesaplanmıştır, çünkü bildiğim kadarıyla hisse değeri verilen temettü oranınca düşüyordu.

Yatırılan para: ilk yatırım 30000TL ile başlıyor ve daha sonra sadece temettü geliri aşağıdaki haneye yazılıyor.

Ortalama hisse fiyatı: isyatirim'ın sitesinden alınan senelik yukarı yuvarlanmış ortalama hisse fiyatıdır.

Hisse adedi: İlk senede alınan hissenin üzerine sadece temettü ile alınan hissenin sayısı eklenmiştir.

Hisse başına temettü: Kuruş bazında gene işyatırım'ın verileridir. Senede iki adet verilen temettü tek olarak toplanmıştır.

Temettü geliri: Hisse başına temettü ile hisse adedinin çarpımından oluşmaktadır, daha sonraki sene yatırılan para olarak kullanılmıştır. 12 ye bölünerek aylık bazda ne kadar kazandırdığı hesaplanmıştır.

-hisse.net'ten nrponr'nin yazısıdır-

11 Temmuz 2012 Çarşamba

Temettü Yatırımı

Temettü bazlı yatırım tarzında ana risk zannedildiği gibi portföydeki senetlerin fiyatlarının düşmesi değildir. Çünkü en uygun alım şekli uzun vadeye yayılan aylık sabit yatırım tutarıyla yapılmış olan alımlardır. Sonuçta güzel olmasada ne çok pahalı ne de çok ucuz olan bir ortalama alım fiyatı meydana çıkar.
Ha...senet fiyatı diplerdeyken en ucuzdan portföy oluşturmak çok daha mantıklı değil midir?
Cevap: Kesinlikle daha mantıklıdır. Senet fiyatının hangi seviyelerde dip yaptığını bilen mutlaka ordan alsın. Kesinlikle tavsiye ederim!...

Ben bunu bilemediğim için ortalama fiyat oluşturmaya çalışıyorum. Çünkü dibin nerede olduğunu tüm "beceriksizler" gibi bende ancak fiyat yükselmeye başladıktan sonra anlayabiliyorum.
Ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Uzun vadeli portföy oluşturan bir "yatırımcı" için...alım fiyatları.....çokta önemli değildir. (ne kadar yazık olsada)
Çünkü ucuza alma mecburiyeti yalnız tekrar satmak isteyen biri için önemlidir!!!!
Neden? Çünkü ucuza alıp pahalıya satamazsa kesin zarar yapacaktır. Bu tüm tüccarların yaşadığı ölümcül bir problemdir.

Yatırımcı için ise alım fiyatı önemsizdir.Çünkü satmayacaktır! Senedi yıllar boyunca tutacaktır ve temettüsünü alacaktır! Hatta senetlerini, portföyünü çocuklarına bırakacaktır! Alırken ödediği fiyat sonradan ara ara ne kadar düşsede almış olduğunda "pahalı" değildir, pahalı olamaz.
Çünkü alımda "o fiyat" için memnun edici bir temettü getirisi hesaplamıştır ve senet o temettü getirisini vaad ettikçe sürdürebilir bir şekilde seneler geçtikçe senedi pahalıya almış olamaz! Ha...fiyat daha asağıya düşebilir ve temettü getirisi dahada yükselebilir!!!
Bu yatırımcının elinde olan bir şey değildir. Alsatçılar, borsacılar, spekülatörler, piyasa yapıcıları, pala namzetleri....sonuçta mantığa ihtiyacı olan insanlar değildirler. Para ucuz ve bolsa ve paranın mantıklı bir alternatif yatırım imkanı yoksa fiyatlar, endeks alışık olunmayan en yüksek seviyelere bile rahatlıkla gelebilir. (asağıyada...yukarıyada!) ...
Bir zamanlar Hollanda'da lale fiyatları mesela veya 20 sene evvel Japonya'daki hisse fiyatları. Bunları tahmin etmenin imkanı yoktur. Yoksa düşen endekste "hemen hemen" tüm fonlar, aracı kurumlar, yatırım ortaklıkları zarar yazmazlar!! 

Yani fiyatların düşmesi ana problem değildir. Ana problem şirketin karının ve böylece temettüsünün sürdürülebilir olmasıdır!!!
Bunun için şirketin mali tabloları her dönem ciddi olarak incelenmelidir ve şirketin gidişatı sürekli takip edilmelidir.
Sürekli takip günlük fiyat takibi değildir. Günlük fiyatın takibi aslında en gereksiz, en zaman öldürücü, en yalan olaydır. Hatta fiyat muhabbeti, fiyat nolucak muhabbeti, fiyat ucuz mudur daha da düşer mi muhabbeti sanırım en geyik muhabbetler arasında kesinlikle en ön sıralardadır. Senedin bir gün sonraki, bir hafta sonraki fiyatı tüm borsa katılımcılarının en merak ettiği şeydir. Çünkü tüm olay eldeki kağıdın yükseleceği mi düşeceği mi muhabbetine indirgenmiştir.

Bir taraftan da bu anlaşılır bir davranıştır: eğer ben paramı basmış olduğum senette yalnızca fiyatın yükselmesiyle para kazanabilirsem tabiiki fiyatın bir an evvel yükselmesini arzu ederim. Hatta çoğu küçük yatırımcının yaptığı gibi "Yürü be koçum, yürü artık." diye senedimi desteklemeye çalışırım. Gözüm devamlı fiyatta olur ve her kademe değişimi kar veya zarar manasına gelir ve düşüşler, daha doğrusu devam eden düşüşler tabiiki dramatiktir! Yoksa stoploss diye bir şey neden icat edilmiştir acaba?

-hisse.net'ten Epikur'un yazısı- 

https://twitter.com/BulentAtik_epik 


10 Temmuz 2012 Salı

Yatırımın Mantığı...


Senet almak ile "bir şirkete ortak olmak" arasındakı farkı tekrar hatırlatmak istiyorum.
Hele borsada hisse senedi alan "yatırımcıların" yüzde 99,9 unun bir hisseyi sadece senet fiyatının yükselmesi için aldığını bildiğim için.
Gördüğüm kadarıyla uzun vadeli yatırımcılık hala tam olarak anlaşılamamış.

Şöyle anlatayım; elinizde bir iş kurmak için belli bir miktar sermaye var. Yaptığınız araştırmalar sonucunda mesela bir dükkan açmaya veya şirket kurmaya karar verdiniz. Siz bunu yaptıktan bir kaç ay sonra birisi gelip size koyduğunuz sermayenin belli bir miktar üzerinde bir fiyat teklif etti ona satmanız için. Tabi bu arada bu işten öngördüğünüz şekilde iyi para kazanıyorsunuz.

Böyle bir durumda sizin için ekmek teknesi sayılan şeyi satar mısınız?

Fiyat abartı yüksek olursa tabiki satılır ama... onun dışında?

Satarsanız daha çok sermayeniz olur fakat düzenli kazancınızdan vazgeçmiş olursunuz.

Yeni sermayeniz ile daha büyük işlere girip daha çok kazanabilirsiniz - fakat tekrardan riske girmiş olursunuz ve bu sefer tutturamayabilirsiniz de!



İşte günlük hayatında ekmek teknesini ne olursa olsun satmayacak olan, bu riske girmeyecek olan insanlar... konu borsa olunca nedense tam tersi davranıyor.

Normalde iş konusunda risk alan bir yapınız var ise problem değil, borsada alıp satın.
Ama kaç kişi gerçekte böyle ki?

İşte bu yüzden borsada al-sat yapmak, normal hayatında iş konusunda fazla riski sevmeyen insanlara göre değildir.

O zaman ne olacak, ne yapacak insanlar?

Normalde kendilerine düzenli gelir getirecek bir işe yatırım yapar gibi yatırım yapılmalı borsada........Yatırılan sermaye unutulmalı.

Önemli olan yatırılan sermaye ile düzenli olarak ne kadar kazanç sağlandığına bakılmalı. İşte temettü verimine göre senet almak bu fikrin pratik uygulamasıdır!!!

Zaten belli bir düzenli kazanca ulaştıktan sonra elinizdeki varlıkları satmayı hiç düşünmezsiniz.

İşte uzun vadeli yatırımcılık budur!!!

Uzun vadeli yatırımcılıkta, aldığınız hisselerin fiyatının ne kadar yükseldiği değil, size ne kadar düzenli getiri sağladığıdır önemli olan.


-hisse.net'ten oakenfold'un yazısı